İLYAS TEKİN: İSTİŞARE EDEN PİŞMAN OLMAZ!

İLYAS TEKİN: İSTİŞARE EDEN PİŞMAN OLMAZ!

İLYAS TEKİN: İSTİŞARE EDEN PİŞMAN OLMAZ!

  Bazıları zanneder ki istişare ederse, sanki yetkilerini başkalarıyla paylaşır, güç kaybeder, küçük düşer!..        Halbuki tam tersi olur. Başkalarına danışan, görüş alışverişinde bulunan, hele hele idare ettiği insanların şikayetlerini, isteklerini dikkate alan ve ona göre hareket eden insanlar, hem kendileri ve hem de idare ettiği kişiler rahat eder.       Toplam kalite de bunu gerektirir. Örnek olarak bir kişi eğitim yöneticisi ise, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin görüşlerini, istek ve şikayetlerini dikkate alırsa hepsi rahat eder. İyi yönetici bunu yapar ve her zaman kazanır.        Ama " her şeyi ben bilirim, ben ne dersem o olur." zihniyetiyle hareket edilirse kendisi de, idare ettiği kişiler de rahatsız ve huzursuz olur. Kendi de sürekli problemlerle uğraşır durur!..      Onun için Arapçadan dilimize geçen "İstişare" diye güzel bir kelime vardır. "Şûrâ, Meşveret, Meşûre, Muşâvere, İstişare ve Teşâvür" aynı manaya gelir:       Sözlükte: "arı kovanından bal almak, danışıp görüş almak, işaret almak." ; terim olarak ise:      "Danışma, görüş alışverişinde bulunma, danışan kimseye fikrini söyleyip onu yönlendirme." (1) demektir.       Sonra "Keşke..." deyip pişman olmak istemeyenler, önceden istişare eder ve hiç bir zaman bundan zarar görmezler.      Bu konuda çok güzel ata sözlerimiz var:     "Akıllıya danışırsan, onun aklı senin olur."     "Danışan dağ aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış."     "El elden üstündür."  "Akıl akıldan üstündür."     "Ummadığın taş kalkar yarar baş."     Lokman Hekîm ne kadar güzel söylemiş:     "İşlerinizi tecrübeli kimselere danışın. Zira onlar, kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüşleri size bedava verirler."       Ehliyet, liyakat, tecrübe çok önemlidir. Şüphesiz ki tecrübe okuyarak değil, bizzat yaşayarak öğrenilir...      Ancak "altının kıymetini sarraf bilir." diye güzel bir ata sözümüz vardır.     Sevgili Peygamberimiz ne kadar güzel buyurmuş:      "İstihare eden mahrum kalmaz, istişare eden pişman olmaz, iktisat  eden darlık çekmez!" (2)      Adem (as): "İşlerinizi istişare ile yapın. Eğer ben yasak meyve konusunda meleklerle istişare etseydim, musibete maruz kalmazdım." buyurmuş.      Kutsal kitabımız ve sevgili Peygamberimiz defalarca istişareyi emrediyor.     Kur`an-ı Kerim`in 42. süresinin adı "Şûrâ"dır. Bu sürenin 38. âyeti kerimesi şöyledir:     "Onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri şûrâ (istişare) iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah yolunda harcarlar." (3)       İşte bundan dolayı önemime binaen sürenin adı "Şûrâ" olmuştur.      Yüce Allah (cc) Peygamberimize "Onlarla istişare et!" diye emrediyor:     "O vakit Allah`tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et ve iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da Allah`a dayanıp güven. Çünkü Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever." (4)      İbni Abbas (ra) şöyle demiştir: Bu âyeti kerime indirildiğinde Efendimiz şöyle buyurmuş:     "Biliniz ki, Allah ve Resülü müşâvereden müstağnidir. Lakin Allah Teâlâ bunu benim ümmetime bir rahmet kıldı. Onlardan her kim istişare ederse, rüşdden mahrum kalmaz, her kim de terk ederse, hatadan kurtulmaz." (5)      Başka bir hadisi şerifte Efendimiz:     "İstişare eden bir topluluk her halde işlerinin en doğrusuna muvaffak olur."  buyurmuştur. (6)      Sevgili Peygamberimiz (vahiy gelmemiş) genel ve özel işlerde ashabıyla istişare ederdi. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarının çeşitli aşamaları, Bey`atürrıdvan ve Hudeybiye Antlaşması örnek verilebilir. Mescide minber inşa edilmesi (7) ve insanların namaza hangi usulle çağrılacağı (8) gibi ibadetle ilgili bazı konularda ashabıyla istişare eden sevgili Peygamberimizin  ifk olayında (9) Hz.Ali ile Üsame bin Zeyd`i (ra) çağırıp onların fikrilerini alması (10), onun istişareye ne kadar önem verdiğini gösterir.      Ebû Hüreyre (ra): "Peygamberimiz kadar istişareye önem veren bir kişi görmediğini" söyler. (11)     Onu her zaman örnek alan 4 büyük halife döneminde de işler istişare ile olurdu. İstişare olmayınca da çok üzücü olaylar meydana geldi. Gerek bu dönemde ve gerekse diğer peygamberler devrinde istişareye verilecek örnekler çoktur. Bazıları Kar`an-ı Kerim`de de anlatılır.     Annenin çoçuğa süt emzirme konusunu anlatan âyeti kerimede "İstişare" manasına (ve aynı kökten) gelen "Teşâvür" kelimesi geçer. Burada emzirme süresi 2 yıl olarak belirlenir. Ancak çocuğun 2 yıl dolmadan sütten kesilmesi, anne-babanın karşılıklı istişare ile karar verebilecekleri bir husus olduğu ifade edilir. (12)    Böylece ailevî bir meselede bile istişarenin emredilip eşlerin karara eşit olarak katılmasının aranması ile ortak sorumluluk gerektiren konularda tek taraflı kararın uygun görülmediği vurgulanır.      Yüce Allah (cc) 2 yerde:     "Eğer bilmiyorsanız, bilenlere danışın!" (13) diye emrediyor.      İşte istişare bu! İstişare eden pişman olmaz!    1- Tâcü`l-`arûs, şvr md.   2-  Câmius-sağîr, c:2, s: 145; Keşfü`l-Hafa, 2/242; Taberânî.   3-  Şûrâ süresi /42, âyet: 38   4-  Âli İmran süresi /3, âyet: 159   5 ve 6- Hak Dini Kur`an Dili, c: 2, s: 1217; Celaleddin Suyûtî, Ed-dürrü`l-Mensur, c:2,                                         s: 359, Beyhakî.       7-  İbni Mâce, İkamet, 199   8-  İbni Hişam, ||, 154-156   9-  Hz. Aişe (ra)`ye iftira atılması olayı, sonra âyeti kerimeler (Nur süresi / 24, âyet:11-                                    26) indirildi.  10-   Buharî, Şehâdât, 15  11-  Tirmizî, Cihâd, 35  12-  Bakara süresi /2, âyet:233  13-  Nahl süresi /16, âyet: 43;  Enbiya süresi / 21, âyet: 7  


Ahmet Ünal Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ülkemizi...

Lütfi Banat İlkokulunda yürütülen proje bu yıl eTw...

Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğün`den Kül...

Öğrenci, öğretmen ve çalışanları, sokağa çıkma kıs...

Türkiye?nin En Büyük Deneme Sınav Platformu

ÇOCUKLARA YAZMAYI SEVDİREN DEFTER

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENİ ARZU KILIÇ: ÇOCUKLARDA TEKNO...