Belki konu bayatladı, yine de dile getirmek istiyorum. Bir öğretmenler günü tiyatrosu daha oynandı. Oyuncularından hiçbiri öğretmen değildi, ama konusu öğretmendi.
Her yıl 24 Kasım’da aynı tiyatro oynanıyor, bizler de ızdırapla seyrediyoruz. Bir Çin İşkencesi gibi geliyor. Televizyonlar bangır bangır bağırıyor: “Öğretmenlere 24 Kasım’da maaş müjdesi… Öğretmenlerin ek göstergesi 3600 oldu… Öğretmenlere 2000 TL ek gelir imkânı. Karı-koca öğretmen olanlar aylık biner lira okul kurslarından ek gelir sahibi olacaklar. Öğretmene müjde, ek ders 20 lira oldu… Öğretmen olan yaşadı… Öğretmenlere tatil bitmiyor… Öğretmenler paraya doyacak… Öğretmenlerin gözü doysun!…”
Yolda beni görenler, ziyarete gittiğim akrabalarım hep “hadi gözün aydın” diyorlar. “Ek dersiniz 20 lira olmuş, bir maaş da ikramiye almışsınız, hadi bunu kutlayalım.” Nasreddin Hoca’nın fıkrasındaki gibi damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar. Bizi de en iyi anlayacak kişiler yine meslektaşlarımızdır.
Bizler bu tiyatroyu seyretmek istemiyoruz, artık öğretmenler günü müjdesi de istemiyoruz. Ek derslerin 20 lira, göstergenin 3600 olmasını, maaş ikramiyesi verilmesini istemiyoruz. Bizler 80 darbesinin ürünü olan ve her yıl kışla mantığıyla kutlanan bir “gün” de istemiyoruz. Günümüzü kutlamak için saygıdeğer büyüklerimizin ayağına gitmek yerine; onların bu özel günümüzde bizi yalnız bırakmayıp davetimize icabet etmesini, öğretmenler odamıza gelip ortamımızı teneffüs etmesini istiyoruz.
Şahsım adına 24 Kasım’ın öğretmenler günü olarak kutlanmasını da istemiyorum. Uluslar arası standartlar doğrultusunda, öğretmenlerin onurlandırıldığı 5 Ekim Günü’nün öğretmenlerimiz için Öğretmenler Günü olarak düzenlenmesini, her yıl yönetmelik gereği zoraki yapılan öğretmenler gününe ait iş ve işlemlerden dolayı, öğretmenler günü yönetmeliğinin de tamamen kaldırılmasını istiyorum. Düşünsenize, öğretmenler gününde, öğretmenler günü yönetmeliğine aykırı hareket ettiği için bir öğretmenin ceza aldığını! “Bu öğretmenin suçu neymiş? –Öğretmenler günü yönetmeliğinin 4.Maddesinin d bendini ihlal etmiş. Tek kelimeyle “Trajikomik” olur.
Öğretmenlerin veli-öğrenci nezdinde düşen itibarının yeniden yükseltilmesi, öğretmenlere yönelik şiddet eylemlerinin son bulması, 147 iletişim bilgi hattının (Hala öğretmen şikâyet hattı olarak kullanılıyor) tamamen kapatılması, medyada “öğretmenlere müjde” konulu haberlerin bakanlar kurulu kararıyla yasaklanması taleplerimizden öncelikli olanlarıdır.
Maaş, ek ders, özlük hakları gibi talepleri ise görmezden geliyorum, dile getirmiyorum. Bu konu medyada çokça yıpratıldı, istismar edildi. Adalet Bakanlığı personelinin 1150 TL, akademisyenlerin 650 TL zam aldığı dönemde, öğretmenlere ne kadar zam verilmesi gerektiğini de kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Bu yılki öğretmenler gününde maaş, özlük, ikramiye, kurs-ders ücreti gibi konuları açıp da “Hadi gözün aydın” diyenlere hiç cevap vermedim, sadece tebessüm ettim. Siz de öyle yapın, “Neden” diye sormayın, tebessüm sadakadır.