YUNUS OZAN (Bağcılar Mehmet Niyazi Altuğ Müdür Başyardımcısı)


TARİH ALGIMIZ


Tarih geçmişte meydana gelen olayların neden ve sonuçlarını yer ve zaman belirterek inceleyen bilimdir diye kısaca tanımlanabilir. Bizim için önemli olan tarihin ne olup olmadığı veya millet açısından işlevselliğidir. Türk tarihi dediğimizde aklımıza orta asyadan günümüze binlerce yıllık zaman, kültür ve medeniyet gelir. Bugün Uygurları Göktürklerden veya Hunlardan bağımsız düşünemeyiz veya Türkiye Cumhuriyetini  Osmanlı Devleti’nden  ve Selçuklulardan ayrı birer devlet olarak düşünemeyiz. Nasıl ki biz anne ve babamızı inkar eder ve dünyaya kendi kendimize geldik dersek komik oluruz, tarihte kurulmuş devletleri de birbirinin devamı olarak görmeliyiz.  Başka bir örnekle şöyle açıklayalım Türkiye cumhuriyetini kuran kadrolar Osmanlı kurumlarınca yetiştirilmiştir. Dolayısıyla böyle bir bakış yanlıştır. Peki böyle bir bakış nasıl ortaya çıkmış ve taraftar bulmuştur. Bu durum bizim tarih yazıcılarımızın maalesef siyasal duruşlarından kaynaklanmaktadır. Bir tarihi olay farklı dünya görüşüne sahip yazıcılar tarafından farklı yorumlanarak okuyucuya kendi istediği bakış açısıyla verilmektedir. Bu durum Türk tarihi dediğimiz olgunun bir çok versiyonunu ortaya çıkarmakta ve böylece tarihi tıpkı dil, din, kültür gibi milleti birleştirici olmaktan çıkararak ayrıştıcı bir kavram haline getirmektedir. Bu bağlamda olması gereken geçmişte meydana gelen bir olay ya da kişi hakkında yazarken veya okurken eserin dayandığı kaynaklarının güvenirliğini test etmektir.   Günümüz de tarihin popüler olması nedeniyle tarihçiler yeterince derin inceleme gereği duymadan herhangibir olay veya kişi hakkında yazıp konuşmakta bu da ciddi hatalara neden olmaktadır. Oysa olması gereken tarihçilerin objektif olması ve ortalama bir okuyucunun da eserini okuyup geçmiş algısını, dünya görüşünü buna göre oluşturduğunun farkında olması ve bu sorumluluğu taşımasıdır.