Arnavutköy Özel Uygulama Eğitim Merkezi Müdürü H. Mustafa Çelik


ÖĞRENMEDE FARKLI METODLAR


Bir yola takılıp kalmak başarısızlığa davetiye çıkarmaktır.”

Öğrenmek ve öğretmek için tek bir yol yoktur. Herkes, az veya çok, öğrenebilir ama herkes aynı şekilde öğrenmez. Çocuklarımıza uyan tek bir öğrenme stili yoktur. Yapılması gereken çocuklarımızın en iyi öğrendiği yolu tespit edip o yolda ilerlemesini kolaylaştırmaktır.

Aslında öğrenemeyen değil, farklı metodlarla öğrenen öğrenci vardır. Örneğin evinizin anahtarı nasıl ki arabanızın kapısını açmaz,arabanızın anahtarı da evinizin kapısını açmaz ise bunun gibi de; işitsel öğrenen bir öğrenciye bistediğiniz kadar görsel ve dokunsal malzeme kullanarak ders anlatırsanız anlatın bu çöğretim sürecinden vberim alınmayacaktır.

Lütfen zorlayıpta anahtarı kırmayın!

Öğrenme tarzları öğretöenlerin uyguladığı yöntemlerden farklı olan çocuklar şüphesiz okullarda zorluk yaşıyorlar. Atalarım zamanında ne güzel de demiş ; “ Ata et, ite ot verilmez.” Diye. Biz çocuklkarımızın böylesi öğrenme ve güçlü yönlerini farkettiğimiz zaman zeka gelişimlerini desteklemiş olur, hem okulda hemde hayatta uyumlu bir yaşam sürebilirler.

Bir süre asistanlığını yaptığım, saygıdeğer büyüğüm Psikolojik Danışman Hüseyin ÖZTÜRK’ün bu konuya ilişkin yaşadığı bir olayıu sizinle paylaşmak istiyorum ;

İlköğretim 1.sınıf öğrencisi olan Şeyma “E” harfini devamlı ters yapmaktadır. Öğretmenin bütün uyarılarına rağmen Şeyma bu yanlışı bir türlü düzeltemez. En sonunda öğretmeni, Şeyma’nın “öğrenme özürlü” olduğuna kanaat getirir ve onu kendi haline bırakmıştır. Ailesi durumu bize ilettiğinde Şeyma ile çalışmaya başladık ve baktık ki Şeyma çok zeki bir çocuk. Bütün problem Şeyma’nın tanımaması, anlaşılamaması, yani yanlış anahtarın kullanılması. Yaptığımız araştırmalardan sonra dokunsal( kinestetik) öğrenen bir öğrenci olduğunu tespit ettik. Şeyma ya anlatmaktan ziyade, bazı şeyleri uygulatmak gerekiyordu.

Şeyma’ya şöyle bir çalışma verdik: Sınıfınm ortasına kocaman bir “E” harfi çizdik ve üzerinmde dolaşmasını, sek sek oynamasını istedik(tabi bu durum çocuğun çok hoşuna gitti.)  Bu çalışma 1 hafta sürdü ve bu haftanın sonunda bilin bakalım ne oldu? Şeyma artık “E” harfini doğru bi şekilde yazmaya başlamıştı.

Sonuç olarak çocuklarımıza “ne” öğrettiğimiz kadar “nasıl” öğrettiğimiz önemlidir. Çünkü araştırmalar gösteriyorki ; öğrenme tercihlerine göre( işitsel, görsel, dokunsal veya hepsinin karışımı) öğretilen ve çalışılan çocuklar şu avantajları yakalarlar:

1- Derse daha iyi konsantre oluyorlar, unutmuyorlar ve daha yüksek notlar alıyorlar.

2- Eğitim-Öğretim hakkında pozitif bir görüş ediniyorlar.

3- Daha aktif ve bağımsız öğrenciler oluyorlar. “Nasıl öğrenmeleri gerektiğini öğreniyorlar.”

4-Sınıftaki değişik öğrenme tarzlarına çabuk adapte olmayı öğrenebiliyorlar.

Aileler ve çocuklar arasındaki ev ödevi çatışması ortadan kaldırılabiliyor.

Saygılarımla…