ABDULBAKİ MURAT (Bahçelievler Şehit Mehmet Karaaslan İHL Müdürü)


YETİM KARDEŞ ve İHH (1)


 

Bir yetim hayal edebiliyor musunuz?

Bir resim, viran olmuş dünya(sın)da oturduğu beton merdivenlerin soğukluğunu hissetmeyen, hissedemeyen bir yürek…

Etrafına masum gözlerle bakan, karmakarışık saçları, düzensiz kıyafetleri ve soğumuş, umutsuz biteviye bakışlarıyla dünyanın yükünü taşırcasına çileli, masum ve sessiz…

Bir yetim düşünebiliyor musunuz?

Birilerinin elinden tutmasını beklediği, lakin unutulduğu, terk edildiği, çaresizlikler içerisinde kalmış neredeyse soluduğu havayı bile endişeyle teneffüs eden…

Yaşayarak gözlemek lazım bir yetimin halini ve hayal dünyasını hissedebilmek için. Babası olmayan bir çocuk misafir edilebilir mesela... Bir yetim misafir edilerek onunla bir gün geçirmek, konuşmak, ona babalık yapmak belki de hissedilebilecek en güzel duygulardandır. Acizane bu satırların yazarı böyle bir ana şahitlik etmişti bir gün.  Evdeki çocuklar cıvıl cıvıl oynarken o (yetim) oturduğu yerde öylece duruyor, etrafından habersizmiş gibi ve birilerinin kendisi ile ilgilenmesini beklercesine sağa sola soğuk soğuk bakıyordu.  

Sorulan sorulara en az kelimelerle cevap veriyor, daha da başka bir şey söylemiyordu. Dikkatli ve sanki her şeyi inciteceğinden çekinircesine narin.  Onu görünce Rasulüllah Efendimiz’in yetimlerle ilgili hassasiyeti daha bir manidar gelmişti bana.

Minik bir beden, çaresiz, hayalsiz, umutsuz bir hayat, belki de ancak rüyalarda görülebilen merhamet ve şefkat…

Yeryüzünde milyonlarca yetim tarif etmekte zorlandığımız ve akla hayale gelmeyecek şartlarda hayata tutunmaya çalışmaktadır ne yazık ki…

Halbuki Rabbimiz yetimler hakkında bizlere net mesajlar vermiştir:

“…Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakimdir.”(Bakara 220)

“Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.”(İnsan8)

“Öyleyse sakın yetimi ezme.”(Duha 9)

Peygamberimiz de yetimlerle ilgili şunları söylemiştir:

“Kalbinin yumuşamasını ve hacetinin görülmesini sever misin? Yetime merhamet et, onun başını okşa ve ona yediğinden yedir. Gönlün yumuşar ve hacetine erişirsin.”(Hadis)

Yetimler bizlere Rabbimiz’in emaneti… Yeryüzünde ve özellikle İslam Beldelerinde savaş, tehcir, zulüm ve benzeri pek çok etkenler sebebiyle milyonlarca çocuk yetim veya öksüz kalmış durumdadır. Bu çocukların pek çoğu yardıma muhtaç bir şekilde elinden birilerinin tutmasını beklemektedirler.

Ülkemizin dünya ölçeğinde yüz akı kuruluşlarından birisi olan İHH bu konuda çok önemli adımlar atmış ve özellikle Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokol kapsamında yetimler okulların ve dolayısıyla çocukların gündemine de girmiştir. Ayda doksan lira ile bir “yetim kardeş”e bakılabiliyor. Bu Türkiye şartlarında bir sınıftaki öğrencilerin çok rahat temin edebileceği bir miktar... Okul idarecilerinin, öğretmenlerin ve aile birliklerinin birazcık duyarlı olmalarıyla ülke olarak yetim kardeşlerimizin sayısını artırabiliriz; artırmalıyız.

Şu vereceğim örnek bu çalışmanın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir aslında: İstatistiklere göre dünyada 200 milyon civarında yetim bulunmaktadır. Mesela Pakistan’da yaklaşık bir milyon yetime Hristiyanlar veya gayri İslami gruplar bakmakta, onlara anne babalık yapmaktadırlar. Bu o kadar hazin bir manzaradır ki bu ülkede ismi Sümeyye, Fatıma, Ayşe olan bir sürü çocuk ne yazık ki Müslüman olmayan bakıcılara teslim edilmiş durumdadır.

Fatımaların, Ahmetlerin, Haticelerin İslam dışı bir bakıcının elinde dininden edilmesi,  Osmanlı bakiyesi bir ülke olarak bizim açımızdan büyük bir sorumluluktur aslında.

Suriye, Filistin, Doğu Türkistan, Arakan, Irak, Yemen, Libya ve diğerleri... Tüm bu ülkeler Osmanlı’nın dolayısıyla Türkiye’nin kendilerini kurtaracağı günleri bekleyerek ümitlenmektedirler.  

Sayın Cumhurbaşkanımız’ın hassasla üzerinde durarak projeksiyonları üzerine yönelttiği Somali bu gün neredeyse kendi ayakları üzerinde durur hale gelmiştir. Uzun zamandır karnı şişmiş, ayağı çöp gibi çocuklar artık ruhumuzu daraltmamaktadır şükürler olsun. Şunu söylemek istiyorum: İlgi alaka gösterildiğinde yapılamayacak şey yoktur.  

İHH nın organizasyonunu yürüttüğü “Yetim Kardeş Projesi” kapsamında sadece Pakistan’da elli bini aşkın yetime bakılmaktadır ki bu yukarıda telaffuz edilen rakama göre daha fazla çalışılması gerektiğinin de bir göstergesidir aslında.

İHH’nın dünyada daha pek çok ülkede “Yetim Kardeş” çalışmaları yaptığı bilinmektedir. Ancak kardeş edinilen yetimlerin sayılarını artırmak milletimizin önemli görevlerinden olmalıdır.

Bir milyon yetime bakan, onlarla ilgilenen İslam dışı grupların, çocukların dinleri üzerine yaptıkları hesaplar büyük bir facia iken diğer yandan organ hırsızlığının da ayyuka çıkması yetim çocuklar açısından büyük bir tehlike olmasının yanında bu aynı zamanda yeryüzü Müslümanları açısından da tam bir yüz karasıdır.

Türkiyeli Müslümanlar başta olma üzere tüm Müslümanlar diğer mazlumları daha fazla düşünmelidirler. Zira Allahımız biz inananları kardeş yapmıştır. Peygamber Efendimiz “iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe mümin olamazsınız” buyurmuştur.

Birbirimizi sevmemiz fedakarlık yapmayı, diğerkam olmayı, başkalarını düşünmeyi /empati yapmayı gerektirir. Bu çalışmalara vesile olanlara hem teşekkür hem de destek olmak gerekir. Bu sebeple başta eğitim ve paydaşları olmak üzere tüm ülkemizin insanlarını (bir nevi)sadaka-i cariye olan aynı zamanda biz inananları önemli bir sorumluluktan kurtaran “Yetim Kardeş Projesi”ne destek olmaya davet ediyorum.

Zaman yetim kardeşlerimizin çığlığına kulak verip, duyarlı olmak zamanıdır. Onların çığlıkları sessizdir ve ancak vicdanlarda makes bulabilir. Eğer bu sessiz çığlığa cevap verebilen gönüller varsa ümitlerimizi bir kez daha yeşertebiliriz. Tıpkı “Yetimin Yetimi”nde olduğu gibi…

Bir sonraki sayıda devam edelim inşallah…