AZİZ ERDOĞAN (Barbaros Anadolu Lisesi Müdürü)


YÜZYILIN ARDINDAN


Çanakkale;  vatan uğruna ateşle imtihanımız, var olmak adına yanan canımız, yedi düvele akseden şanımızdır.

Çanakkale bir destandır. Azmin, iradenin, imanın destanıdır. 100 yıl önce Çanakkale’de bütün dünyaya karşı “Çanakkale geçilmez.” diye Allah yolunda, din, iman, millet, vatan, bayrak, hak, adalet, erdem, fazilet ve mukaddesat uğruna destan yazanlar, bu cennet vatanı gül yüzlü nesillere bırakmak gayesiyle şehadet şerbetini içmiştir.

Bir asır önce bu aziz millet, Çanakkale’de;  tevhidi savunmuş,  cennet vatanımıza namahrem eli değdirtmemiştir. İman dolu göğüslerini siper etmiş, imanıyla, cesaretiyle, fedakârlıklarıyla, Allah’ın inayet ve yardımıyla var olmanın mücadelesini vermiştir.

Bir asır önce bu millet, çağdaş dünyaya savaş ahlakını ve savaş hukukunu öğretmiştir. Yeri geldiğinde yaralı düşman askerlerini sırtlarında taşımış, onlara kırbalarından su içirmiş, savaş hukukunun nasıl olması gerektiğini, insanlığın ölmediğini sağır dünyaya duyurmuştur.

Bu aziz millet; bir asır önce, Çanakkale’ kardeşliğin destanını yazmıştır. Anadolu’nun her evinden, Rumeli’nin her bölgesinden, İslâm coğrafyasının her beldesinden; Şam’dan, Bağdat’tan, Filistin’den, Beyrut’tan, Kahire’den, Kosova’dan, Üsküp’ten, Saray-Bosna’dan gelen kardeşlerimiz bir hilal uğruna Çanakkale’de can vermiştir. Çanakkale; illeri, kavimleri, ırkları, beldeleri farklı; ancak imanları, idealleri, azimleri, gayeleri, niyetleri, duyguları bir olanların koyun koyuna yattığı yerdir. Akif’in dediği gibi:

 

Sahipsiz bir vatanın batması haktır.

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.

 

Millet olarak bugün bizlere düşen, şehitlerimizin aziz hatırasını ruh ve gönül dünyamızda yaşatmaktır. Onların uğruna canlarını verdikleri yüce değerlere sahip çıkmaktır. Bir olmaktır, birlik olmaktır. İstiklalimizi korumaktır. İstikbalimiz için çalışmaktır. Gelecek nesillerimizi Çanakkale ruhuyla yetiştirmektir. Her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış bu toprakları hayırlı hizmetlerle imar etmektir.

Çanakkale Zaferi, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda, bu necip milletin neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır. Gençler, 30 metrekarelik bir alandaki otları yiyerek karınlarını doyuran, binlerce kez ölümle burun buruna gelen, hayatlarını hayatımıza feda eden aziz şehitlerimizi unutmayınız ve unutturmayınız.

Dillere ve gönüllere destan olan 57. Alay’ı, sessiz gecenin kahramanı Nusret Mayın Gemisi’ni, gizli darbenin başrol oyuncusu Mesudiye Zırhlısı’nı, insanlığın savaşı yendiği Gelibolu’yu, efsaneleşen gerçek Koca Seyit’i, cesur yürek Yahya Çavuş’u ve Kınalı Ali’yi unutmayınız ve unutturmayınız.

 

Bizlere düşen, Çanakkale’de metfun bulunan şehitlerimizin aziz ruhlarındaki muhabbet ve birlikteliği, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle yaşamaktır. Kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere; aramıza fitne, fesat ve nifak tohumu ekmek isteyenlere asla fırsat vermemektir. Bugün de aynı iman, aynı gaye, aynı azim, aynı niyet, aynı duygulara sahip kardeşler topluluğu olarak barışı, huzuru, kardeşliği, adaleti, fazileti yeniden egemen kılmaktır.

İstiklal Şairi bakın ne de güzel ifade etmiştir:

 

Girmeden tefrika bir millete, ona düşman giremez.

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.”

 

Gençler; tarihten ibret alıp Çanakkale ruhunu, birlik, beraberlik ve kardeşlik şuurunu diri tuttuğumuz müddetçe ulaşamayacağımız hiçbir hedef, başaramayacağımız hiçbir iş, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Yeter ki ayrımız gayrımız olmasın.