HALİL ÖNGE (Üsküdür Kısıklı İlkokulu Müdürü)


SOSYAL MEDYA VE GENÇLİĞİMİZ


Televizyon çıkıp yaygınlaşmaya başladığında bir iletişim ve bilgilendirme vasıtası olarak  kendisine büyük görevler yüklendi. Televizyonun idaresi ve idarecilerinin kültürümüzden ve benliğimizden uzak hatta ona düşman zümreler tarafından işgal edildiğinin anlaşılmasıyla televizyona bakışımızda değişti. İş işten geçtiği içinde feverana başlandı.    

Televizyonun milli kültürümüzü değiştirmeye başlaması ise işin tuzu biberi oldu.

Cemil Meriç üstadın ifadesiyle “ televizyon, aylak, şuuru iğdiş edilmiş, hiçbir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanmamış sokaklara insan yetiştirmek için icat edilmiş bir afyon” görevi görmeye başlayınca bu illetin ne kadar tehlikeli olduğunu anlamaya başladık.

Televizyonun tek taraflı olarak bu kadar zararlı olması yanında sosyal medya çift taraflı iletişim ve etkileşim yolu olunca tehlike yüzlerce kat arttı. Sosyal medya gençlerimizde kendinden kaçışa, yokluğa, boşluğa ve yalnızlığa sebep oldu. Sosyal medyadaki korkunç tiryakilik, kurbanlarını sonsuz buhranlara itmeye ve bataklığa sürüklemeye başladı..

Sosyal medyanın kültürümüzden uzak ne olduğu belli olmayan bir soysuz dünya kültürü tarafından kuşatılması milli kültürümüzün de yok olmasına sebep olmaktadır. Kitabın bulunmadığı bu ne idüğü bekli olmayan medyada,  düşünme ve irfandan da bahsetmek söz konusu değildidir. Batının bütün kötülüklerini evlerimize taşıyan sosyal medyadan güzel şeyler beklemek bir hayal olacaktır. Çağın vebası halini alan sosyal medya televizyonun her türlü kötülüğüne bile neredeyse rahmet okutacak duruma gelmiştir.

Gençlerimizi,  iyi bir şuur, benlik ve kültürel değerler vererek bu beladan kurtarabiliriz. Bu bir vakıa olduğuna göre okullarımızda sosyal medyanın kullanışı ve tehlikelerini çocuklarımıza öğretmeliyiz. Aksi takdirde geleceğimiz tehlikede olacaktır. Ve bu tehlikeden kurtulmak kurtuluş savaşından daha çetin olacaktır.